Müzik sektörü ( ülkemizde sektör
demek ne kadar doğru, o ayrı bir tartışma konusu), son günlerde pek çok yeni
şarkıyı / albümü dinleyicilerle buluşturuyor. Rüştünü ispat etmiş isimler,
henüz ilk heyecanını yaşayan ve şansını deneyen müzisyenler birbiri ardında
müzik marketlerde ya da dijital platformlarda yerini alıyor. Elbette bu, işin
sadece dinleyici tarafından görülen yanı. Bu albümlerin hazırlık aşaması ve
dinleyici ile buluşması dışında pazara yönelik promosyon çalışmaları da bulunuyor. Basın/medya
kuruluşlarına gönderilen albümler, beraberinde iletilen basın bültenleri ve
akabinde bu mecralarda yer bulmak adına kurulan sıcak temaslar pazara yönelik
önemli faaliyetleri oluşturuyor. İşte bu faaliyetleri yürütürken sizinle birlikte
yürüyen kişiler çok önemlidir. İnanıyorum ki çoğu zaman promosyonu yapılan
müzisyenin haberi olmuyordur. Kaldı ki, sanatçının aşamaların detaylarından
haberdar olmasına da gerek yok. Onun görevi, dinlediğiniz albümü en iyi hale
getirmek ve teslim etmektir. Ancak, bu gelişmelerden haberdar olunamayacaksa
da maddi/manevi büyük emek verilen projeleri tanıtacak ( ki
aslında tanıtılan sadece albüm değil isminizdir) kişinin doğru seçilmesi
gerekmektedir.
Hayatmuzik.com, uzun süredir
sektörde var olan ve hem dinleyici hem de sektör tarafından takip edilen bir
müzik platformu. Bu nedenle her gün çok sayıda basın bülteni alıyor ve
elimizden geldiğince de değerlendirmeye çalışıyoruz. Aldığımız bazı basın bültenleri
ne yazık ki bizi hayrete düşürüyor. Çalakalem yazılmış, hazırlandıktan sonra
bir daha okumak ve düzenlemek gereği duyulmamış bir bülteni ve dolayısı ile
yeni bir albümü/müzisyeni bu hali ile editörlerin beğenisine sunmuş
oluyorsunuz. Bu durumun bir editör tarafından ne kadar antipatik bulunduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde.
Bülteni hazırlanırken bile özen verilmemiş bir projeye, ilgi , alaka
gösterilmesini beklemek anlaşılır bir şey değil!
Gelen basın bültenlerindeki –akıl
almaz- hatalar dışında röportaj vb.
taleplerle gittiğimiz bazı basın (!)
danışmanları, taleplerimize olumlu dönüş yaptıktan sonra süreçle ilgili bilgi
vermek yerine telefonlara çıkmamak, mailleri dönüş yapmamak gibi yollar da
izleyebiliyor. Mesleğinin odağında ‘’iletişim’’ olan birilerinin ‘’iletişim’’
kuramaması da kabul edilebilir bir şey değildir.
Bu örnekleri sayıca çoğaltmak
mümkündür. Ancak maddelere çoğaltmak yerine sorunun özüne dönecek olursak,
unutmamız gereken bir gerçek vardır ki, bir basın danışmanı, projeyi, ürünü
temsil eder. Ve yaptığı bu basit gibi görünen hatalar aslında projeni bütününe
ciddi zararlar verir. Yüksek çözünürlüklü görsel isteyen editöre ‘’Görseli google'dan temin edebilirsiniz’’ diyen bir iletişim danışmanı,
haberin kalitesini düşürdüğü gibi projenin de ömrünü azaltır, kalitesini
düşürür.
En az iyi bir albüm hazırlamak kadar önemli olan bu konu dilerim daha çok önem kazanır ve işini layıkıyla yapan isimler de emeklerinin karşılığını alabilir.
Ahmet ERTEN/ 2013
No comments:
Post a Comment