Monday, December 20, 2021

DualSense Rahatlığı PC’de de Kullanılıyor

PlayStation 5’in en büyük teknolojik yeniliklerinden biri olan DualSense’in tüm özellikleri PC platformunda da kullanılabiliyor. 

PlayStation 5’te deneyimledikten sonra tüm PC oyuncularının sorduğu, “DualSense PC’de çalışır mı?” sorusunun yanıtı: Evet… Sony PlayStation 5’in en güçlü yönlerinden biri olan DualSense, gelişmiş dokunsal geri bildirim ve uyarlanabilir tetik tuşları ile oyunseverlere çok farklı bir deneyim sunuyor. 
DualSense PC uyumluluğu da çok kolay bir şekilde sağlanıyor. Windows işletim sistemi yüklü bilgisayarlara USB aracılığıyla bağlanabilen DualSense kontrol cihazı ayrıca bluetooth üzerinden de hem mobil platformlarda hem de PC’ye kolayca kullanılabilir.
Steam oyun platformu, DualSense’in PC’ye bluetooth üzerinden hızlı bağlantı kurmasını sağlıyor. Steam istemcisinin yüklenmesinin ardından; (bilgisayarınızda bluetooth yoksa bluetooth adaptörü aracılıyla) ekranın sağ alt köşesindeki sistem tepsisini açıp, Bluetooth simgesine çift tıkladıktan sonra sırasıyla, “Bluetooth veya başka cihaz seçin” seçeneğini ardından “Bluetooth”a tıklayın. DualSense’in ışıkları mavi renkte yanana kadar PlayStation ve Share düğmelerine (PlayStation logolu tuş ile “\ | /” işaretli tuş) aynı anda basın. Kablosuz denetleyiciyi seçtiğinizde DualSense’i bilgisayarınızla eşleştirmiş olacaksınız.


DualSense’i kablolu ya da yukarıda anlattığımız gibi Bluetooth üzerinden bilgisayarınıza bağladıktan sonra Steam size yapılandırma imkanı da tanıyor.
Steam’de sırasıyla Ayarlar, Denetleyici, Genel Denetleyici Ayarları’nı seçtiğinizde karşınıza çıkacak olan büyük resimde PlayStation Yapılandırma Desteği kutusunu seçin.
Adımları doğru takip ettiğinizde, algılanan denetleyiciler listesinde PlayStation 5 Denetleyici: PlayStation 5 Denetleyici yazacaktır. Bu mesaj, DualSense’in bilgisayar ile eşleştiği ve Steam oyunlarının DualSense ile uyumlu bir şekilde çalışacağı anlamına gelir. 
Geniş ekran modunda, oyun içi menüsünü başlatmak için PlayStation düğmesine basarak DualSense’in ayarlarını da değiştirebilirsiniz.  

Üç farklı renk seçeneğiyle tüm oyun severlerin karşısına çıkan DualSense ile ilgili daha fazla bilgiye linkten ulaşabilirsiniz.

PC oyunları, DualSense ile daha keyifli
Sony PlayStation 5’in fark yaratan teknolojisi DualSense, eşsiz özellikleriyle PC platformunda da kullanılabiliyor.
Sony PlayStation 5’in en güçlü yönlerinden biri olan DualSense kontrol cihazı, gelişmiş dokunsal geri bildirim ve uyarlanabilir tetik tuşları ile oyunseverlere çok farklı bir deneyim sunuyor. “DualSense PC’de çalışır mı?” diye soran PC oyuncuları DualSense’i hızlı bir şekilde bilgisayarlarına bağlayabiliyor. Oyuncular Windows işletim sistemi yüklü bilgisayarlara DualSense’i USB aracılığıyla saniyeler içerisinde bağlayıp, oynayabiliyor. Ayrıca Dualsense tıpkı PS5’te olduğu gibi PC’de de kablosuz olarak kullanılabiliyor. Steam oyun platformu da DualSense’in PC’ye hızlı bağlantı kurmasını sağlıyor. 
Steam istemcisinin yüklenmesinin ardından; (bilgisayarınızda bluetooth yoksa bluetooth adaptörü aracılıyla) ekranın sağ alt köşesindeki sistem tepsisini açıp, Bluetooth simgesine çift tıkladıktan sonra sırasıyla, “Bluetooth veya başka cihaz seçin” seçeneğini ardından “Bluetooth”a tıklayın. DualSense’in ışıkları mavi renkte yanana kadar PlayStation ve Share düğmelerine (PlayStation logolu tuş ile “\ | /” işaretli tuş) aynı anda basın. Kablosuz Denetleyiciyi seçtiğinizde DualSense’i bilgisayarınızla eşleştirmiş olacaksınız.


  
DualSense’i kablolu ya da yukarıda anlattığımız gibi Bluetooth üzerinden bilgisayarınıza bağladıktan sonra Steam size yapılandırma imkanı da tanıyor.
Steam’de sırasıyla Ayarlar, Denetleyici, Genel Denetleyici Ayarları’nı seçtiğinizde karşınıza çıkacak olan büyük resimde PlayStation Yapılandırma Desteği kutusunu seçin.
Adımları doğru takip ettiğinizde, algılanan denetleyiciler listesinde PlayStation 5 Denetleyici: PlayStation 5 Denetleyici yazacaktır. Bu mesaj, DualSense’in bilgisayar ile eşleştiği ve Steam oyunlarının DualSense ile uyumlu bir şekilde çalışacağı anlamına gelir. 
Geniş ekran modunda, oyun içi menüsünü başlatmak için PlayStation düğmesine basarak DualSense’in ayarlarını da değiştirebilirsiniz.  

Birçok PC oyunu, üç farklı renk seçeneğiyle gelen DualSense’in dokunsal geri bildirim ve uyarlanabilir tetik özelliğini destekliyor. DualSense ile ilgili daha ayrıntılı bilgi linkte: https://www.playstation.com/tr-tr/accessories/dualsense-wireless-controller/



PC’de DualSense deneyimi bambaşka

PC oyuncuları, PlayStation 5’in fark yaratan teknolojisi DualSense ile gelişmiş dokunsal geri bildirim ve uyarlanabilir tetik tuşlarıyla keyifli bir oyun deneyimi yaşıyor. 
Üç farklı renk seçeneğiyle gelen DualSense, PC’de de çalışıyor. Dokunsal geri bildirim, uyarlanabilir tetik özelliği gibi eşsiz özelliklere sahip olan DualSense, hızlı bir şekilde bilgisayarlara bağlanabiliyor. Windows işletim sistemi yüklü bilgisayarlara USB aracılığıyla bağlanabilen DualSense kontrol cihazı ayrıca bluetooth üzerinden de hem mobil platformlarda hem de PC’ye kolayca kullanılabilir.Steam oyun platformu da DualSense’in PC’ye hızlı bağlantı kurmasını sağlıyor. 
Steam istemcisinin yüklenmesinin ardından; (bilgisayarınızda bluetooth yoksa bluetooth adaptörü aracılıyla) ekranın sağ alt köşesindeki sistem tepsisini açıp, Bluetooth simgesine çift tıkladıktan sonra sırasıyla, “Bluetooth veya başka cihaz seçin” seçeneğini ardından “Bluetooth”a tıklayın. DualSense’in ışıkları mavi renkte yanana kadar PlayStation ve Share düğmelerine (PlayStation logolu tuş ile “\ | /” işaretli tuş) aynı anda basın. Kablosuz Denetleyiciyi seçtiğinizde DualSense’i bilgisayarınızla eşleştirmiş olacaksınız.


  
DualSense’i kablolu ya da yukarıda anlattığımız gibi Bluetooth üzerinden bilgisayarınıza bağladıktan sonra Steam size yapılandırma imkanı da tanıyor.
Steam’de sırasıyla Ayarlar, Denetleyici, Genel Denetleyici Ayarları’nı seçtiğinizde karşınıza çıkacak olan büyük resimde PlayStation Yapılandırma Desteği kutusunu seçin.
Adımları doğru takip ettiğinizde, algılanan denetleyiciler listesinde PlayStation 5 Denetleyici: PlayStation 5 Denetleyici yazacaktır. Bu mesaj, DualSense’in bilgisayar ile eşleştiği ve Steam oyunlarının DualSense ile uyumlu bir şekilde çalışacağı anlamına gelir. 
Geniş ekran modunda, oyun içi menüsünü başlatmak için PlayStation düğmesine basarak DualSense’in ayarlarını da değiştirebilirsiniz.  

DualSense ile ilgili daha ayrıntılı bilgi linkte: 
https://www.playstation.com/tr-tr/accessories/dualsense-wireless-controller/

Wednesday, September 8, 2021

Ev Dekorasyonunda Yeni Moda Denizcilik Teması


Ev dekorasyonlarında son dönemde kullanılan etkileyici bir tema var! Denizcilik teması!

Denizcilik teması ile hazırlanan, deniz ruhunu, deniz renklerini ve gemi söküm ürünlerini barındıran bu dekorasyon stili bizlere, renovasyon ürünlerinin ve deniz temalı hediyelik eşyaların ne denli şık olabileceğini kanıtlar nitelikte!

Ev Dekorasyonlarında Marina Esintisi

Denizcilik konsepti ile hazırlanan ev dekorasyonlarında dekorasyon uzmanları, canlı parlak renklerin yanı sıra marina havasını bütünüyle yansıtan beyaz ve deniz rengi mavinin soft tonlarını kullanmaya özen göstermektedir. Son dönemde, özellikle balkonların, bahçelerin ve yazlık evlerin tasarımlarında kullanılan deniz teması, iç mekan dekorasyonlarımızı da tamamen ele geçirmiş durumda! Deniz temasını yansıtan pirinç ürünler modern ve retro tarzı birleştiren tasarımları ile dekorasyonlara şıklık katan ve evlere marina esintisini getiren kıymetli parçalar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu modanın en önemli temsilcisi olarak da görebileceğimiz Su Üstünde markası, eşsiz ürünleri ile evinizde Marina esintisini yaşatan öncü firmalardan.

Gemi Maketleri ile Tamamlanan Deniz Temalı Evler!

Deniz temalı dekorasyonlara sahip olan evlerin olmazsa olmaz aksesuarları; gemi maketleri  ve gemi söküm ürünleridir.

Klasik deniz temalı salon aksesuarlarından sıkıldıysanız iç mekan dekorasyonlarınızda denizlerin hür esintisini taşıyan gemi maketleri ile göz alıcı dekorasyonlar yaratabilirsiniz. Gemi maketi ustalarının tamamen el emeği ile hazırladığı biricik gemi maketleri, orijinal gemilerin birebir modellerini salonlarınıza taşıyacak, büyülü bir tarihi atmosfer sunacaktır!

Sizler de Su Üstünde gemi maketleri ile siz de evlerinize ve ofislerinize meşhur gemilerin eşsiz dokusunu taşıyabilir, görenleri hayran bırakan denizcilik köşeleri oluşturabilirsiniz.

Gemi Söküm Ürünler ile Evlerinize Denizcilik Tarihini Taşıyın!

Deniz temalı dekorasyonlar oluşturmak isteyenler için mavi renkler ve şık deniz temalı aksesuarlarında dışında daha etkileyici ve göz kamaştırıcı alternatifler de bulmak mümkündür. Dekorasyonlarında cesur davranan deniz tutkunları orijinal gemilerden sökülen gemi söküm ürünlerini dekorasyonlarında sıklıkla kullanmaktadır.

Tarihi gemilerden sökülen gemi söküm ürünleri; gemi mobilyaları, gemi mekanik malzemeleri ya da gemi içerisinde yer alan dekoratif aksesuarlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarihi yapıları ve önem arz eden bölgeleri korunarak renovasyon işlemleri yapılan kıymetli gemi söküm ürünler, orijinal gemilerin tüm yaşanmışlıklarını evlerinize taşımaktadır.

Deniz tutkunlarının dekorasyonlarında yer alan bu kıymetli parçalar ihtişamlı görünümleri ve tarihi kıymetleri ile iç mekan dekorasyonlarına deniz esintisi katmak isteyenler için Su Üstünde muhteşem bir seçenektir.

Deniz Temalı Yaşam Alanları İçin En Doğru Adres: Su Üstünde

Su Üstünde mağazalarında deniz tutkunları için; deniz ve denizcilik ürünleri, vintage, hediyelik eşya, gemi söküm ürünleri ve tablolar gibi 5 farklı kategoride hazırlanan binlerce ürün, 20 farklı ülkeden ve 200 farklı noktadan özenle toplanarak uygun koşullar altında muhafaza edilmekte ve müşterilerine sunulmaktadır.

Deniz ruhunu yansıtan en kaliteli ürünleri, Türkiye’nin dört bir yanındaki deniz tutkunlarına ulaştıran online satış şubesi ve mağazaları, deniz temalı dekorasyonlar oluşturmanızda en büyük yardımcınız olacaktır!

Sunday, April 9, 2017

Çocuklarınızın Sağlıklı Gelişimine Tam Destek Çocuk Devam Sütü’nde!


Neden Çocuk Devam Sütü?
Çocuklar, büyüme ve gelişimlerinin büyük bölümünü 1-4 yaşları arasında tamamlarlar. Yiyeceği yemekler konusunda çok seçici olabileceği bu yaşlarda çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel gelişimi için zengin ve doğal içerikli gıdalarla beslenmesi gerekir. Güçlü bir bağışıklık sistemi de bu fiziksel ve zihinsel gelişimi taşıyan vücudu mikroplara karşı koruyarak, büyümede çok önemli bir görev üstlenmektedir.
Neden Pınar Çocuk Devam Sütü?
Çocuklar, fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin yanı sıra bağışıklık sistemlerini güçlendirecek besin ihtiyaçlarının önemli bir kısmını sütten alabilir. Çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişiminin ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi için ona süt içirebilirsiniz.
1 yaşından büyük çocuklarınızın fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişimini ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini desteklemek için, saf süte prebiyotik lifler, vitamin ve mineraller ilave edilerek geliştirilen Pınar Çocuk Devam Sütü’nü güvenle içirebilirsiniz. Pınar Çocuk Devam Sütleri B12, Çinko ve Kalsiyum kaynağıdır.
Altı aydan büyük bebeklerinize ise onların 6-12 aylık dönemlerinde ihtiyaçları olan vitaminlerive mineralleri karşılayacak şekilde geliştirilmiş Pınar İlk Adım Devam Sütü’nü verebilirsiniz.


Bir boomads advertorial içeriğidir.

Thursday, December 8, 2016

YOLO Dünyası için Geri Sayım Başladı!

haydar-colakoglu-yolo-uygulama
Ulaşımda En Pratik Yol O!  sloganı ile yola çıkan ve Uber’in karşılaştığı en güçlü rakip olan girişim YOLO için geri sayım başladı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun ilgi gören şehir içi, konfor ve kaliteyi birleştiren yolculuklar sağlayan platformlara bir yenisi daha ekleniyor. Kısa süre içinde hayatımızda farklı bir yer edinmeyi hedefleyen girişimin adı YOLO.
YOLO, şehir içinde lüks segment araçlar ile şehir içi VIP taşımacılık hizmeti veren ve sektöre çok iddialı girerek diğer rakiplerine nazaran çok farklı iş modeli ve kazanç vaat eden bir mobil uygulama. Dünyada Uber modeli olarak bilinen mobil uygulamanın Türkiye versiyonu olarak planlanmış olan YOLO, uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış.
YOLO’yu dünyadaki benzerlerinden farklı kılan en önemli özellik TR’de hukuksal altyapısının sağlamlığı ve farklı kazanç modelleri. YOLO, hem kullanıcılara, hem de iş ortaklarına sağladığı yeni nesil bir iş modeli ile kısa sürede yola çıkıyor.
haydar-colakoglu-kim
YOLO, TEB Holding ve Çolakoğlu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Haydar ÇOLAKOĞLU başkanlığındaki güçlü yatırımcı ve yönetim kadrosu ile de dikkat çekiyor. Yönetim kademesindeki 12 kişilik tecrübeli ekibin, 1 yıl süren çalışmaları sonucu ortaya çıkardıkları YOLO, şehir hayatına yeni bir soluk getirmeyi planlıyor.
haydar-colakoglu gorsel
haydar colakoglu kimdir
Ulaşımdaki zorlukları keyif ve konfor ile çok uygun koşullarda sunmayı hedefleyen ekip adına konuşan YOLO Yönetim Kurulu Başkanı Haydar ÇOLAKOĞLU şunları söyledi;
“Günümüzde temel ihtiyaçlarımızdan biri olan şehir içi konforlu seyahatin hızlı, güvenli ve ucuz olarak sağlanabilmesi başlangıç noktamızdı. Bununla birlikte, kayıt dışı kalan birçok seyahatin kayıt altına alınarak vergilendirilmesi, sektörde hukuksal altyapının sağlamlaştırılması yeni düzende yeni normallere alışan bizler için çok önemli. İşlerimize teknolojiyi en verimli şekilde entegre etmek hem kullanıcılarımıza hem de iş ortaklarımıza yüksek kazanç sağlayacaktır.
YOLO yüzde yüz yerli yapım bir uygulamadır. Amaçlarımızdan biriside bu iş modelini hızlı bir şekilde ülke dışında da kullanılan bir marka yapmaktır. YOLO’nun temel felsefesi bundan ibarettir.
Kendi kurucularımızın sağladıkları desteklerin yanında, henüz başlangıç aşamasında iken Los Angeles merkezli bir yatırım şirketinden 16 milyon dolar değerleme ile bir kısım yatırım aldık. Kendileri ile yaptığımız çalışmalar sonucunda da “you only live once” baş harflerinden oluşan YOLO isminde karar kıldık. Bunun yanısıra Los Angeles, San Francisco, Londra ve Zürih merkezli yatırımcı grupları ile de görüşmelerimiz devam etmekte. Bu güç birliği platformu ile hem UBER gibi bir dünya devine rakip olacak, hem de Türkiye’den bir dünya markası çıkartabilmek için çalışacağız.
haydar-colakoglu-yolo
Başlangıç gününde 300’ün üzerinde araç ile hizmet verecek olan YOLO ile kullanıcılar, tek tuş ile araç çağırabilecek, ulaşım ücretlerini kredi kartları ile ödeyebilecekler. Araçta unuttukları herhangi bir eşyanın güvende olduğunu bilecekler. Yıl sonu hedefimizde 1000’i aşkın araçla hizmet vermek var.
Bu uygulamaların yanısıra yolcularımızı çok özel kampanyalardan da faydalandıracağız. Farklılıklarımız, ilk günden bu ayrıcalıklar ile görülecek. Kasim ayında acilacak beta surumu ile İstanbul`un bazi seckin mekanlarinda yapilacak test surusleri ile hizmete baslayacak olan uygulama üzerinden özellikle tanıtım günlerimizde kayıt yaptıran yolcularımıza 15 Aralık - 4 Ocak tarihleri arasında ücretsiz ulaşım hakları, çeşitli promosyonlar sağlayacağız. Açılışa özel bu kampanya gibi birçok büyük kurumdan da kampanya desteği alan YOLO ile yolculuklarınızın standartları değişecek. YOLO’yu hepinize tavsiye ediyorum. YOLO dünyasına hoş geldiniz.”
GooglePlay ve AppStore dan indireceğiniz uygulama sayesinde YOLO dünyasında siz de yerinizi alın. Detaylı bilgi ve iletişim için www.yolo.com.tr adresinden YOLO’ ya ulaşabilir @yolo_turkiye Instagram adresinden de takip edebilirsiniz.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Saturday, October 1, 2016

Sevdiğin Sanatçılara Oy Vermek ve Kırmızı Halıda olma şansı yakalamak için son gün Pazar günü!

Bu yıl 43.’sü düzenlenecek olan Pantene Altın Kelebek Ödülleri’nde televizyon ve müzik dünyasının yıldızları sizin vereceğiniz oylarla parlıyor. Oylamaya katılarak sevdiği sanatçıları ödüle bir adım daha yaklaştırdıktan sonra güçlü ve sağlıklı görünen saçlarıyla fotoğrafını paylaşan 10 kişi, ayrıca geceye katılarak benzersiz deneyimler yaşama fırsatı yakalıyor.
Bu yıl 43.'sü gerçekleşecek Türkiye’nin en prestijli ödül töreni “Pantene Altın Kelebek Ödülleri” için oylamada son hafta! Sevdiği sanatçıları oylarıyla destekleyenler arasından seçilecek 10 kişi ayrıca geceye Pantene’le hazırlanacak, kırmızı halıda sevdiği sanatçılarla tanışma fırsatı kazanacak.
Türkiye’nin sevilen yıldızlarını bir araya getiren “Pantene Altın Kelebek” ödül töreni heyecanına katılmak çok kolay. En sevdiği sanatçılara oy verdikten sonra güçlü ve sağlıklı görünen saçlarıyla fotoğrafını paylaşan katılımcılar, ödül gecesinde benzersiz deneyimler yaşama şansı yakalayacak. Seçilecek 10 kişi geceye Pantene’le hazırlanacak, alanında uzman kişilerden tavsiyeler alarak kırmızı halıda parlayan saçlarıyla yürüyecek.
Oylamaya katılmak ve gecenin yıldızı olmaya hak kazanmak için: http://www.pantenealtinkelebekodulleri.com/
Sosyal medyada  #PanteneAltinKelebek etiketini ve Pantene Türkiye Instagram ve Youtube sayfalarını takipte kalın!



Bir boomads advertorial içeriğidir.

Monday, February 15, 2016

BÜTÇESİZ BLOGGER İLETİŞİMİ OLUR MU?




Bu zamana kadar blogların marka iletişim çalışmalarında nasıl konumlandırıldığı ile ilgili pek çok içerik ürettiğimi fark ettim. Evet içerikle pazarlamanın önemi her geçen gün artıyor, evet hikaye yaratmak bunu yaparken de bağımsız içerik profesyonelleri ile çalışmak bir şart. Bu taraf hep marka ve ajansların gözünden, onların tarafından durumu özetliyor. Madalyonun diğer yüzü olan blogger’ların bu iletişim süreci içinde neler yapması ya da yapmaması gerektiği ise ayrı bir yazı konusuydu. İşte şimdi de bu yazının sırası!
 
Hep konuştuğumuz gibi blog yazarlığı bugün, birçok kişinin ana işi. Yani hayatlarını sadece blog yazarak, içerik oluşturarak ya da sosyal medya kanallarında içerik üreterek (görsel, video) kazanan sayı olarak hiç de azımsanamayacak bir kitle var. Temennim o ki, bu sayı her geçen gün artacak. Bu ekosistem de bu şekilde büyümeye devam edecek. Bu noktada marka ve ajanslar kadar blog yazarlarına da çok büyük iş ve sorumluluk düşüyor. Unutmamak gerekir ki, bir yazı yazmak ve hatta sadece bir başlık belirleyebilmek için bile saatler geçirilen bir iş yapıyoruz aslında. İçeriği oluşturmak için araştırma yapmak, çoğu zaman deneyim yaşamak bir yerlerde olmak, röportaj yapmak gibi uzun süreçleri de geçirmek gerekiyor. Örneğin seyahat blogger’ları içerik üretebilmek için gezmek, görmek ve iyi kareler yakalayabilmek için uzun uğraşlar harcıyor. Ya da bir yeme-içme  blogger’ı o nefis, iştah kabartan görseli oluşturmak için nasıl bir maddi-manevi kaynak harcıyor tahmin etmek zor olmasa gerek. Bu örnekleri tüm kategoriler için artırabiliriz. Ana fikrimiz ise büyük bir emek verildiği ve bunun dijital platformlar içerisinde önemli bir mecra olduğudur.
Şimdi gelelim bu önemli mecrayı, mecra sahipleri olarak nasıl yönetmemiz gerektiğine… Bugün bloglarda olmak istemeyen, 360 derece iletişim çalışmasında blogları es geçen marka neredeyse yok. Yani bir iletişim çalışmasında televizyon, radyo, gazete, dergi gibi bloglar da yer alıyor. Bu çok güzel!


Mecra sahibi olarak dikkat edilmesi gereken nokta ise bu mecranın, markalar için ‘’ücretsiz bir alan’’ olmadığını bilincine varmamız. Elbette, dilediğimiz marka ya da ürünle ilgili her zaman bir maddi beklenti ile ilerlemek gerekmiyor. Doğal paylaşımlar, tavsiyeler olmalı, gidilen bir etkinlikten bir beklentiye sahip olmadan paylaşım yapılabilir. Bundan doğal bir şey de olamaz. Ancak bir reklam projesi kapsamında, sadece mecramızın bedelsiz olarak kullanılmasına da müsaade etmemek gerekiyor. Bunun en önemli sebebi, öncelikle emeğinizin her alanda olduğu gibi bir karşılığı olduğunu hissettirmek. Diğer ise eğer bu alanda bir gelecekten söz etmek istiyorsak bunun bir değeri olduğunu vurgulamak.
Marka televizyonda reklam bütçesi ayırıyor, evet açık havada da her yerde görüyoruz onu. Ve hatta sinemada film başlamadan, tekrar tekrar bize reklam filimi izlettiriyor. Ama sizin blogunuzda neden ücretsiz şekilde yer almayı bekliyor? Televizyona da bütçemiz yok mu diyor?
Olayları ve blogumuza bakış açısını bunları dikkate alarak değerlendirmekte fayda var:)

Tuesday, February 2, 2016

TEB GİRİŞİM EVİ NEDİR?

Günümüzde bir çok girişimcinin henüz üniversite çağında gerçekleştirmek istediği ve kurumsal hayatın içine girdiğinde bu isteğini olgunlaştırdığı, projelendirdiği pek çok girişimcilik fikri bulunuyor. Bu girişimlerin büyük bir bir kısmı yatırım kaynağı bulamamaktan hayata geçemiyor. TEB, bu noktada bir süredir girişimciler için oldukça cazip fırsatlar sunuyor. Banka, ''Teb Girişim Evi'' çatısı altında girişimcilere özel bir iletişim de gerçekleştiriyor. Bu kadar önemli ve fayda sağlayan bu hizmeti detaylı şekilde paylaşmak istiyorum.

TEB Girişim Evi Neler Yapıyor?

TEB Girişim Evi yüksek katma değer üreten girişimcilerin projelerinin geliştirilmesini sağlamak amacıyla kurulmuş bir iş geliştirme merkezidir. TEB Girişim Evi’nde İş Yönetimi Danışmanlığı, Girişimcilik Eğitimleri ve TEB Kuluçka Merkezi olmak üzere 3 farklı yaklaşım ile hizmet sunuluyor. Bu hizmetlerin detaylarına buradan bakabilirsiniz. Kısaca özetlemek gerekirse, iş/proje fikri olan girişimcilere henüz başlamadan önce projeleri ile ilgili doğru iş modellerinin oluşturulması, yatırım sermaye ihtiyacının belirlenmesi, pazarlama ve satış planlarının oluşturulması başta olmak üzere, düzenli olarak girişimcilik ile ilgili ücretsiz eğitimlerin verilmesi ve belki de en önemlisi olan ofis çalışma alanı ve ofis donanımları konularında da destek veriliyor. Gerçekten bir girişimcinin ihtiyacı olan tüm imkanlar, bir plan program çerçevesinde sağlanıyor. Bu zamana kadar  TEB Girişim Evi ile 52 girişimcinin  22 milyon TL ciroya ulaştığı da açıklanan bilgiler arasında. 

TİM-TEB Girişim Evi Programlarının Katkıları Neler?
  • Girişimcilik potansiyelini yaygınlaştırır.
  • Devlet desteklerine etkili bir şekilde ulaşmayı sağlar.
  • Teknoloji firmalarının büyümesini ve ihracat çabalarını destekler.
  • Yeni kurulan şirketlerin başarısını arttırır.
  • Teknoloji firmalarının girişimciliğini geliştirir.
  • Yenilikçi ürün ve hizmetlerin yurtiçi ve yurtdışı platformlara ulaşmasını sağlar.
  • Girişimci ve teknoloji firmalarının finansal ihtiyaçlarını yenilikçi çözümlerle yönlendirir.
  • İş dünyası ile girişimcilerin iş birliğini geliştirir.
  • Yatırımcı potansiyelini artırır, girişimci-yatırımcı ilişkilerini destekler.

Süreç Nasıl İlerliyor?

TİM-TEB Girişim Evleri’nde “kuluçka” aşaması için “Start Up”, “hızlandırma” aşaması için “Level Up” ve “büyüme” aşaması için de “Grow Up” programları başlıyor. İstanbul, İzmir, Denizli, Bursa, Mersin TİM-TEB Girişim Evleri’nde uygulanacak bu programlarda, girişimcilerin ihtiyaç analizlerini gerçekleştirdikten sonra işletmenin seviyesi belirliyor ve verilecek danışmanlık hizmetleri buna göre tanımlanıyor. 
Başvuru formu: http://teblegirisim.com/tebform/index.php  (Son başvuru tarihi 15 Şubat 2016)

Friday, December 25, 2015

KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ BİR OTOMOBİL DENEYİMİ: NISSAN JUKE




Geçtiğimiz günlerde Nissan’ın son zamanlarda yoğun iletişim gerçekleştirdiği Juke lansmanına katıldık. Marka yetkililerinin de katılım gösterdiği özel lansman çıkışında otomobil almayı düşünen herkesin aklında bir Nissan Juke’un belirdiğine eminim.
Tüm sebeplerden önce Nissan Juke’un çok genç ve enerjik bir algısı var. Bu algıyı, otomobilin tasarımı ve markanın konumlandırması sağlıyor öncelikle. Bu markayı müzikle, etkinliklerle bağdaştırıyorlar ki haklılar. İletişim dili de bu nedenle gelenekselin ötesinde… Gecede Nissan Juke’un sloganı hashtaglerle tanıtıldı. #senneredeysenpartiorada hashtagi ile sosyal medya paylaşımları gerçekleştirildi.
Ürünün tasarım dışında diğer öne çıkan özelliği konforu ve iç dizaynı. Bir otomobil tercih ederken elbette sadece tasarımına bakmayız. Hem tarzımızı yansıtacak şekilde hem de ihtiyaçlarımızı giderecek şekilde bir ürün tercih ederiz. Bu noktada diğer özelliklerini de bu yazıda paylaşmak istiyorum.
 
  • Juke’un DIG-T 115 benzinli motoru, düşük ağırlığı, Stop/Start özelliği ve ortalama 5,6 litre yakıt tüketimiyle daha ekonomik ve çevreci bir performans sergiliyor.
  • Sky Pack versiyonundan itibaren sunulan panoramik sunroof ile daha aydınlık ve ferah bir konforun tadını çıkart, dilediğin an yolculuğunun havasını değiştir.
  • Şerit Takip Uyarı Sistemi
  • Kör Nokta Uyarı Sistemi
  • Hareketli Nesne Algılama Sistemi
Kendisini ‘’şehrin yaramaz çocuğu’’ olarak tanımlayan Nissan Juke ile ilgili detaylı bilgi için bu adresi ziyaret edebilirsiniz.

Monday, November 16, 2015

PARAMI YÖNETEBİLİYORUM GÜNLÜĞÜ : FİNAL


Paramı Yönetebiliyorum günlüğümü adım adım blogumda sizinle paylaştım. Bu günlüğü bu yazı ile noktalayacağım. Bu yazıyı okuduğunuzda eğer halen ‘’Paramı Yönetebiliyorum’’dan haberdar değilseniz sizi buraya alayım.

Bu pratik eğitimler zinciri ile ne öğrendim? 
  • Aslında birikim yapmanın çok kazanmakla ilgisi olmadığını 
  • Herkesin – hatta öğrencinin bile- kazancı ile orantılı olarak birikim yapabileceğini 
  • Birikim yapmanın dönemsel bir çaba olmadığı aslında bir yaşam biçimi olduğunu 
  • Gelir/gider dengesi kurmanın bu çalışmanın en temel mantığı olduğunu 
  • Harcamaların devamlı olarak kontrolde tutulması gerektiğini, küçük ve göze gözükmeyen harcamaların asıl gider kalemini oluşturduğunu, bu nedenle bu harcamaları not almak gerektiğini uygulamalı şekilde öğrendim.

Bu süreçte neler yaptım? 

  • Eğitim giderlerini- yüksek lisans- ödemelerimi plan dahilinde zorlanmadan tamamladım.
  • Evde orta çaplı bir tadilat yaptırdım ve bunu da makul şekilde ödedim. 
  • Çocuğumun eğitim masrafları için bir fon oluşturdum ve buraya aylık makul bir rakam yatırmaya başladım. 
  • Evde gereksiz ve kullanılmayan- giderek de güncelliği kaybeden- teknolojik cihazlardan kurtuldum yani satararak paraya çevirdim. 
  • Kredi kartı harcamalarını azalttım ve olmazsa olmaz harcamalara odaklandım. (Ödemelerimi önem sıralamasına göre kategorize etmeyi başardım)
Bu haftalar/aylar sonra bu eğitim programı ile geleceğe daha bir güvenle bakmak, sürdürülebilir bir programa dahil olmak gerçekten çok güzeldi. Ben bu programda öğrendiklerimi imkan oldukça hayatıma entegre etmeye devam edeceğim. Ve unuttukça, tökezledikçe de sitedeki bilgilere, yeniliklere muhakkak göz atacağım.

Thursday, November 12, 2015

SALT ''SON ŞANSIMIZ MI?''

 
SALT, kültür sanat etkinliklerinin yanında sosyal sorumluluk misyonları ile dünyayı ilgilendire konuları odağına alan programları da meraklısı ile buluşturuyor.

Birleşmiş Milletler’in 30 Kasım-11 Aralık tarihlerinde Paris’te düzenleyeceği İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na (COP21, iklim değişikliğinde geri dönülemez bir sürece girilmesini engellemek için “son şans” olarak nitelendirdiği konuları ele alacak. SALT konferanson çıkış noktasını baz alarak müze ve kültür kurumları ile sanat pratiklerinde bireysel ve kurumsal değişimlere önayak olabilecek ekolojik yaklaşımlar üzerine bir araştırma programı geliştiriyor. Bu alanda üretilmiş işleri kamuyla paylaşmanın yeterli olmadığı gerçeğinden hareketle kurum, iklim değişikliği konulu mevcut araştırmaları görünür ve anlaşılır kılmanın önemine inanıyor. Bu çerçevede, bir müzakere platformuna dönüşerek kurumsal ilke ve politikaların yanı sıra bireysel davranış kalıplarını yeniden şekillendirebilecek yeni bilginin üretimine katkıda bulunmayı amaçlıyor.

SALT Beyoğlu’nda 27 Kasım ile 4 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek ilk program kapsamında, iklim değişikliğiyle doğrudan ilişkili çevre meselelerinde çeşitli eylem ve araştırmaları irdeleyen sekiz belgesel filmin gösterimi yapılacak. Bu açılış, ekolojik farkındalık konusunda fikir alışverişlerine dayalı bir konuşma serisine temel oluşturacak. Bunları takiben, SALT’ın sergi yapım süreçleri ve yapısal pratiklere yaklaşımlarını etkilemesi, kurum dışındaki iş yapma biçimlerine ilham vermesi ve söz konusu meseleler hakkında süregelen tartışmalara katkı sunması planlanan eylemlere geçilecek.

Monday, November 2, 2015

İpana Luxe Perfection Beyazlatıcı Diş Macunu yorumlarım

Doğru makyaj, dolgun kirpikler, bakımlı bir cilt, hacimli saçlar… En önemlisi de beyaz dişlerle sağlıklı, güzel bir gülümseme! Bu yüzden diş bakımına ve beyaz olmasına oldukça özen gösteriyorum. Sürekli yeni ürünleri deneyimlemeyi de seviyorum. Burada raflarda gözüme çarpan ve Amerika’nın en büyük diş macunu markası olan Crest aslında Procter and Gamble’ın Türkiye’de sunduğu İpana markasıyla tamamen aynı içeriklere sahipmiş. Dünyada ilk defa beyazlatıcı bantları üreten bir marka olduğu için 3 boyutlu Beyazlık ailesi oldukça ilgimi çekti. Son zamanlarda market alışverişine gittiğim her mağazada ve televizyonlarda sıklıkla İpana’nın yeni ürünü olan Perfection’a denk gelince ve özellikle 3 günde %100’e kadar lekesiz iddasını duyunca denemek istedim ve hemen aldım.
İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu ünvanına sahip bu diş macunu ile deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Diş hekimimin de daha beyaz bir diş için önerdiği İpana 3D White Perfection ile güvenle, bembeyaz gülebiliyorum.
Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içeriyor. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekeleri %100’e kadar etkin biçimde çıkarıp ve bembeyaz bir gülümsemeye sahip olmamızı sağlıyor.
Performansına gerçekten çok şaşırdım. Etkisi inanılmaz! İlk kullanımdan itibaren bile diş yüzeyindeki lekeleri çıkarma etkisini farkediyorsunuz. Keskin nane tadıyla ferahlığı sağlıyor, böylece uzun süre ferah bir nefese de sahip oluyorsunuz. Beyazlatma etkisi bu kadar iyiyken diş mineme hiç bir zarar vermediğini bilmek de çok güzel.
Procter and Gamble’ın tüm dünyada pazara sunduğu en gelişmiş beyazlatıcı diş macunu olan 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection İpana ile Türkiye’de de raflarda yerini aldı. Denediğinizde bana hak vereceksiniz:) Kullanmadan kesinlikle inanmazdım, deneyince etkisini gördüm ve mükemmel sonuç aldım.
Tam bir bakım sağlamak için aynı ailenin Oral-B 3D White Luxe ağız bakım suyunu da kullanıyorum. O da diş macunu ve fırçasının ulaşamadığı alanlardaki lekeleri bile çıkararak uzun süre, keskin bir ferahlık sağlıyor.
Unutmadan küçük bir not ekleyeyim; P&G ve İpana ürün performansına o kadar güveniyor ki, memnun kalmazsanız paranızın 2 katını iade ediyor. Bu nedenle beyazlatıcı etkisini kendiniz de görün diye bence gerçekten denemeniz gereken bir ürün.
Ürünü satın almak isterseniz tıklayınız!
P.S. Bana bu bilgiler yetmedi, ağız ve diş sağlığı üzerine daha çok şey merak ediyorum diyenleri aşağıdaki siteye alalım.
http://www.agizbakimuzmani.com/
#ipanaperfection  #gülüşünügöster
İçerik Kaynak: http://kokoshgirl.com/
Video Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=B7MDJzarokU

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Tuesday, October 27, 2015

BLOGGERLARIN PR FİRMALARI İLE İMTİHANI

Halkla ilişkiler dinamiklerinin form değiştirdiği  günümüzde ne yazık ki bu sürece ayak uyduramayan çok sayıda pr firması var. Markalar bu pr firmaları ile nasıl bir mantıkta çalışıyor anlamak güç ama bir şekilde bu organizasyonlar varlıklarını sürdürmeye  devam ediyor. Bu firmaların en büyük problemi dijitalin önemli olduğunu kabul etseler dahi bu yönde yatırım yapmamaları ve bu yönde istihdam sağlamamaları.

Yazıya konu olan bu pr firmalarının dijital iletişimden anladıkları tek şey kazara ellerine geçmiş blog listelerine ilgili / ilgisiz bülten servis etmek. Evet ilgili/ilgisiz diyorum çünkü kategorizasyondan bir haberler. Müzik blogum Hayat Müzik sebebi ile günde onlarca bülten/davet maili alıyorum. Bu maillerin müzikle ilgili olması çok normal, buraya kadar bir problem yok ancak ‘’inşaat, gömlek,’’ mailleri alıp, üstüne bir de ‘’az önce gönderdiğim maili sayfanızda değerlendirebilir misiniz?’’ diye ısrar maili gelince sormadan geçemiyorum. ‘’Hangi sayfada değerlendirmem için yolladınız?’’ 

                Görsel: http://www.creampr.nl/event-celebrate-dressmas-with-boohoo-com/

İşte burada yazışma bitiyor. Çünkü markanın dijital iletişimini yapmak üzere görevlendirilmiş kişi hangi kişi ile hangi blog ile yazıştığını bile bilmiyor! Önemli olan herhangi bir yerde o içeriği yayınlatmak. Ben bu gömlek içeriğini hayatmuzik.com ‘da yayınlasam nasıl bir etki görebilecek marka?

Kurumsal hayatında blog iletişimi ile doğrudan ilgilenen biri olarak markaların iletişim stratejilerini belirledikleri ve onları temsil eden firmaları çok doğru seçmeleri gerektiğini ve bu blog iletişimini sadece mail/bülten gönderimle sınırlı tutmamalarının altını çizmek istedim. 

İyi bloglamalar!

Sunday, October 11, 2015

''ZERO'' SERGİSİNİ AJANDAYA KAYDEDİN!



Ülkemizde sanat adına gerçekleşen güzel etkinlikler yarınlar için umut niteliğinde… Akbank Sanat’ın 25. Caz Festivali’nin etkisi sürerken ZERO sergisi de sanat severleri yakalamayı başardı. ‘’ZERO Geleceğe Geri Sayım’’ sergisi 10 Ocak 2016 tarihine kadar Sakıp Sabancı Müzesi’nden dünyaya yayılacak.


ZERO Nedir?

Zero İkinci Dünya Savaşı’nda ortaya çıkan ve çağdaş sanatta iz bırakmış bir akım. ZERO’nun tanıtıcı bülteni ‘’ II. Dünya Savaşı sonrasında gelen yıkıma ve olumsuzluğa bir cevap olarak 1957’de Düsseldorf’ta doğan ZERO akımı, bir avuç genç sanatçının savaşın durağanlığa sürüklediği sanat ortamında eserlerini sergileyecek galeri bulamamasıyla başladı. Sanatçı kimlikleriyle felsefe eğitimlerini birleştiren Alman sanatçılar Heinz Mack ve Otto Piene, “Sanat sıfırdan başlamalı” prensibiyle yola çıktılar ve karamsarlık havasından silkinerek her türlü yeni başlangıca zemin sağlayacak bir “ZERO alanı” hayal ettiler. Birkaç sene sonra aralarına Günther Uecker’in de katılımıyla ortaya çıkan ortak vizyon, müthiş bir yaratım enerjisiyle dünyanın dört bir yanında karşılığını buldu. ‘’ der. 
Sergi,konser, tiyatro gibi sanatsal aktiviteler yazı ile bir yere kadar anlatılabiliyor. Bu içerik sadece bir fikir olabilir sergi ile ilgili. En kısa zamanda ajandaya kaydedip, gidip görmek gerekiyor, ertelemeden, es geçmeden… 
ZERO ile ilgili detaylı bilgiyi buradan edinebilirsiniz.