Hayat Müzik, sektörü ilgilendiren konu ve konuklarıyla yeni dosyalar hazırlamaya devam ediyor. Yeni dosya konumuzu Türkiye'de dijital müzik yayıncılığı oluşturuyor. Dijitial müzik yayıncılığında neredeyiz? Dijital müzik, sektörün bütününü nasıl etkiliyor?
Dijital müzik yayını yapan yasal
platformların, rekabetinin birkaç konuda ayrışabildiğini söyleyebiliriz; Öncelikle,
içerik portföyünün ve içerik sunumunun zenginliği kullanıcı için ön plandadır. Kullanıcının
aradığı içeriği bulabilmesi, istediği an istediği içeriği dinleyebilmesi ya da
indirebilmesi günümüzde önemlidir. Çünkü teknoloji ilerledikçe, rekabet
arttıkça kullanıcının da beklentileri artmakta, her an her yerden ulaşabildiği
içerikler beklemektedir. Bu durumda da, teknolojiyi iyi kullanan, müşteri
deneyimine önem veren ve içeriğini doğru satın alan müzik servisi,
kullanıcısını mutlu edebilir. İçeriğin önemi büyüdükçe de münhasır uygulamalar
ayrıştırıcı olmaya başlamaktadır. Örneğin, yeni çıkan, beklenen bir içeriği,
dijitalde ilk defa sunabilmek, kullanıcıya ulaştırabilmek artı bir değer
kazandırmaktadır.
Ve fakat aynı zamanda, tamamen
önlenemeyen, önü kesilemeyen korsan da tabi ki bu ayrıcalıkları
baltalayabiliyor. Fiziki albüm satışlarının azaldığı günümüzde, koleksiyon
amacıyla cd alınmadığı takdirde, müziğin, hızla gelişen ve yayılan teknoloji
sayesinde, her türlü cihazdan, kaliteli bir şekilde dinlenebilmesi,
izlenebilmesi, dijital ortamda tüketilmesini artırmaktadır. Ancak müziğin,
sağlıklı gelişebilmesi, üretenin maddi manevi beslenebilmesi için korsanın
muhakkak engellenmesi, tüketicinin yasal kullanım konusunda hassasiyet
göstermesi gerekmektedir.
Işıl Akgüney / Turkcell Müzik İçerik Yöneticisi
Türkiye'de dijital müzik pazarı
her yıl önemini artırmakta. İçerik yönetimini düzgün yapan tüm dijital müzik
platformlarının her yıl yayımladığı raporlara baktığınızda hem ücretli hem de
ücretsiz servislerde şarkı indirme ve dinleme sayılarında ciddi artış olduğu
görülüyor. Ancak bu noktada ödenen telifler, müzik sektörüne yapılan katkılar
halen yeterli değil ve gelişmiş ülkelerin çok gerisinde. Bunun en önemli sebebi
olarak da Türkiye'de bu işe başlama modelindeki yanlışlığı görüyorum. Güzel
gelişmeler de oldu elbette. Özellikle TTNET Müzik büyük bir kitleye ulaşarak
insanları yasal müziğe yöneltmekte büyük bir başarı elde etti, paylaşımlarda
yasal müzik ağırlık kazandı ve yayımladığı dinleme sayılarıyla referans oldu
ancak dünyada "try&buy" adıyla birçok sektörde uygulanan
"önce dene sonra satın al" stratejisi Türkiye'de dijital müzik
alanında pek doğru uygulanamadı. Belirli kriterlere göre şirketlerin
kullanıcılarına müzik servislerinde ücretsiz şarkı indirme hakkı vermesi ile
daha sonra başlayan indirmeden şarkı dinleme (streaming) servisleriyle
kullanıcıların işine gelen ancak sektör açısından pek doğru olmayan bir yol
izlendi ve bugün en büyük platformlar tamamen ücretsiz müzik dinletiyor. Bu da
geliri olmayan, kurumsal şirketlerin büyük oranda tanıtım bütçesinden
karşıladığı müzik servislerinin sunulması anlamına geliyor. Oysa ki şirketlerin
sundukları bu servislerden ciddi olarak gelir elde edip, müzik pazarına da daha
büyük katkılar sağlamasıyla ancak dijital müzik tam olarak işlevini görebilir.
Örneğin yurt dışında oldukça
yaygın olarak kullanılan Spotify'da da ücretsiz müzik dinleyebiliyorsunuz, ama
sadece 10 saat boyunca... Sonra avantajlarını görüp sunulan ücretli paketlerden
birini almak zorunda hissediyorsunuz kendinizi. Türkiye'deki portalların
çoğunda ise şu anda sadece şarkı indirmek ücretli, kullanıcılar da ağırlıklı
olarak ücretsiz dinleme servislerini tercih ettiği için ciddi gelirler söz
konusu değil. İyi haber ise şu; bu servisleri sunan firmalar bahsettiğim
hatanın farkında ve ücretli modellere yumuşak geçiş yapma eğilimindeler.
Özellikle mobil cihazlarda dinlenen ve indirilen müziğin ücretli olması
öncelikli olarak gündemde. Yasal platformlar arasında esas rekabet de sunulan
farklı paketlerle, avantajlarla o zaman başlayacaktır. Şu durumda rekabet,
platformlarda ilk kez yayımlanan münhasır (exclusive) yenii albümlerden ibaret.
Onun dışında hepsinin listesinde üç aşağı beş yukarı aynı şarkılar ve indirme
servislerinde de benzer fiyat politikaları olduğundan çok ciddi bir rekabet ortamı
olduğunu söylemek yanlış olur. Fiziksel ürün satışı giderek azaldığına göre
müzik sektörü için çözüm platformların kataloğunu daha zengin hale getirerek,
dijital müzik servislerini ücretli modellerle sunmak ancak elbette
kullanıcıları da bu ücretin karşılığını alacaklarına ikna edecek bir yapı
kurmaktır. iTunes, Spotify ve Deezer'ın önümüzdeki aylarda Türkiye pazarına
girmesiyle rekabet epeyce kızışacak ve hali hazırdaki yerli müzik platformları
da daha doğru modeller kullanarak süreci hızlandıracaktır.
Deniz Değerli/Eski Dijital Müzik Platform Yöneticisi
Son 5 yıl içersinde dijital müziğe yapılan yatırımlar ve kat edilen yol artık gelecekteki müzik sektörünün nasıl bir hal alacağını ortaya koydu. Fiziksel satışların korsana karşı boyun eğdiği bir dönemde belkide korsanı kökünden kazıyacak bir çok yeni gelişme üzerinde çalışılırken, bir çok korsan hizmet veren web sitelerin kapatılmasıyla müzik dinleyicileri artık yasal platformlara yönlenerek hem sanatçıların hem de yapımcıların yüzünü güldürüyor. Belki bugün değil ama yakında tüm müzik pazarı, dijital platformlar üzerinden yürüyecekmiş gibi gözüküyor. Eskiden albümleri satış tirajları konuşulurken artık dijital rakamları konuşur olduk. Buda sektörde edindiği yeri büyük ölçüde yansıtmaktadır. Her geçen gün fiziksel satışların giderek azaldığı bir dönemden geçiyoruz. Müzik firmalarının ve sanatçıların bu kayıpları amorte eden bir mecranın bulunması gerçekten sevindirici...
Ferhat Erzurum / Seyhan Müzik - Dijtal Platformlar Yöneticisi
Haber : Ahmet ERTEN ( Hayat Müzik Platformu Editörü)
hayatmuzik@gmail.com
No comments:
Post a Comment