Geçtiğimiz günlerde sosyal medyaya bir kez daha taşınan “sanatçının siyasi bir duruşu olmalı mı”
sorusunu ülkemizin önde gelen müzik yazarlarına sorduk.
Sanatçılar siyasi mesajlar veren şarkılar üretmeli mi? Sanatçıların
siyasi düşüncelerini açıklamaları, sanatçı kişiliklerine ne katar , ne götürür?
Ahmet Erten: Ne yazık ki giderek apolitik ve tepksiz bir toplum olma / oldurma yolunda hızla ilerliyoruz. Sanat ta bundan nasibini almış durumda. Hatta sanatın bu durumda olması kitleleri de etkiliyor. Sanatçının bir siyasi görüşü, duruşu varsa bunu belli etmesi, cesurca ifade etmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum. Eğer siyasetle ilgili uzaktan yakından ilgisi yoksa da en azından gündemi takip etmeli. Gazete okumalı, ne olup ne bittiğinin farkında olmalı ki çağrıldığı televizyon programında sorulan ‘’Hangi köşe yazarlarını okursunuz’’ sorusuna cevap verebilmeli. Bir ihtimal daha var ya da bu programlara çıkmayacak ve en azından kitleler önünde bu duruma düşmeyecek. (hayatmuzik.com kurucu/ editörü)
Ahmet
Kamil Taşkın : Günümüzün en büyük eksikliklerinden biri, herkesin
birşeylerden çekinmesi sonucunda rengini belli edememesi yani bir duruşu
olmaması aslında. Hele ki "sanat" camiasında "herkes tarafından
sevilelim" kaygısıyla sesi çıkanların sayısı minimuma indi. Yaptığınız
müziğin herkesçe kabul görmesi mümkün değil ki zaten gerekli de değil. Bu kadar
apolitik ve yer yer kaypak tavırları görmekten çok hoşlanmıyorum. Elbette hepsi
siyasete ilgi duymak ve protest şarkılar yapmak zorunda değil. ancak bir tavrın
varsa da göstereceksin. vitrindeki adamlar bişeylere yön verebilir çünkü.
"Popüler" olma derdindekiler fikir beyan edince kaybedeceklerini
düşünür, gerçekten bir fikre inanan içinse bu zaten dert değildir.
(muzikgazetesi.com editörü)
Deniz
Değerli : Müzik sanatçının duygularını, düşüncelerini, hayata bakışını ifade ettiği
bir alan. Dolayısıyla bir sanatçının siyasi mesajlar veren şarkılar üretmesi
için öncelikle siyasetle yakından ilgilenen ve bu konuda bilgili, resmin
bütününü görebilen bir birey olması gerekir. Siyasetle sıradan bir vatandaştan
fazla ilgili olmayan, bu yönde ciddi bir bilgi birikimi olmayan bir müzisyene
de herhalde kimse "illa bir siyasi duruş belirt, tarafını seç, şarkılarını
da buna göre yap" diyemez. Bütünlük arz etmeyen bölük pörçük bilgilerle ve
medyadan takip edilen haberlerle meydana getirilen siyasi bir duruş ve bu
duruşun sonucu üretilen şarkılar hem yanlış mesajlar içerecek hem de samimi olmayacaktır.
Burada anahtar kelime de bana göre samimiyettir zaten. Sanatçı samimi olarak
politik söylemlerde bulunmak, bir uyanışa önayak olmak istiyorsa bence hiçbir
sakıncası yok. Ancak sanatçı bol bol politik mesajlar verip üzerine bir de
popülizm düşmanı geçinirken, popüler kültürün kalbi olan bir müzik kanalı
klibini döndürmedi diye ortalığı ayağa kaldırırsa işte bu samimi olmuyor.
Ürettiği şarkılar dışında sanatçıların siyasi düşüncelerini
açıklamaları gerçek bir müziksever için çok bir şey değiştirmeyecektir ancak
normal şartlarda müziğini beğenmeyeceğiniz bir sanatçıya sizinle aynı görüşleri
paylaşıyor diye sempati duyacağınız da bir gerçektir. Bu yüzden sanki politik
şarkılar üretmek, ticari şarkılar üretmenin zıttıymış gibi görünse de sonucun
pek böyle olduğuna inanmıyorum. Kaldı ki müzik dinleyicinin duygularına hitap
eder. Genellikle mutluyken eğlenceli, hareketli şarkılar dinleriz, mutsuzsak
yavaş tempolu, duygusal şarkılara ağırlık veririz. Ancak politik mesaj içeren
şarkıları ne zaman ve hangi şartlar altında dinlemek isteriz emin değilim.
Sadece aşkın, sevginin anlatıldığı, başka bir derdi olmayan şarkılardan
sıkıldıysak ben politik mesajlar içeren şarkılar yerine hoşgörünün ve ön
yargılardan arınmanın önemini vurgulayan şarkıların yazılmasını tercih ederim.
(heryerdemuzik.net kurucu/ editörü)
Naim
Dilmener : En basit/en gündelik olanlar dahil, her ama her şeyin “ideolojik”
olduğuna inananlardanım. Bu nedenle, bilerek ya da bilmeyerek, kendiliğinden ya
da planlayarak farketmez, edilen her söz/atılan her adım, aslında siyasidir…
Sanat ve genel olarak popüler kültürde de böyledir… Böyle düşünen biri olarak,
müzisyen ve şarkıcıların da bunun farkında olmalarını tercih ederim. Bunun
farkında olarak şarkılarını yazmalarını/söylemelerini ya da söz
almalarını/konuşmalarını. Ama (korkmak, çekinmek ya da bilmemek, anlamamak
gibi) türlü nedenlerle, çoğu kişi bunu böyle yapmıyor ya da kendini böyle
konumlamıyor. Müziğine bariz biçimde gerici ya da ayrımcı unsurlar
katmayanlarda ciddi bir problem oluşturmaz bu; dinlenir hatta sevilebilir,
sayılabilirler.
Ama müziğine
bile isteye gerici/ayrımcı unsurlar katanların yerinin (çöp kutusu bile değil)
lağım boruları olduğunu düşünüyorum. (Müzik yazarı )
Yavuz Hakan Tok : Teorik olarak sanatı siyasetten ayırmak mümkün değildir
elbette. Sanatın varoluş nedeni siyasidir zaten. Her sanatçının da toplumda
yaşayan bir birey olarak mutlaka bir siyasi görüşü vardır. Kimisi bu görüşü
çerçevesinde biçimlendirir hayatını ve sanatını, kimisi için siyaset hep geri
plandadır, az önemlidir. Bunu açıklamak ya da saklamak ise herkesin kendi
tasarrufundadır.
Barış Manço, Ajda Pekkan, Zeki Müren gibi isimlerin hiçbir
siyasi duruş göstermeden popüler müziğin ikonik isimleri haline geldikleri bir
gerçek. Buna karşın Cem Karaca, Zülfü Livaneli, Ahmet Kaya gibi isimler de
belirgin siyasi duruşlarıyla en az onlar kadar popülerlik kazandılar. Kimseyi
siyasi duruşunu gösterdiği ya da göstermediği için suçlamayı doğru bulmuyorum.
Kaldı ki yaygın klişenin aksine sanatçıların topluma örnek olması, yol
göstermesi gerektiğini de düşünmüyorum.
Ben kendi adıma gerek ürettikleri, gerekse yaşayışı,
duruşuyla beni düşündüren, sorgulayan, sorgulatan, zihnimi açanlar sanatçıları
başka türlü; beni eğlendiren, neşelendiren ve hatta yeri geldiğinde melankolik
eden sanatçıları başka türlü seviyorum. Zeki Müren’den Ahmet Kaya duruşu
beklesek, sakil durmaz mıydı? Kolpa’dan da Redd duruşu bekleyemeyiz
dolayısıyla. Bence asıl mesele siyasi duruş dürüst mü değil mi, onu
görmek/göstermekte. ( Müzik yazarı )
Haber: Ahmet ERTEN / 2012
No comments:
Post a Comment