Monday, August 20, 2012

RÖPORTAJ: GÜNTAÇ ÖZDEMİR

Her gün pek çok albüm, dinlememiz için müzik şirketleri tarafından yollanır. Her albüme şans vermeye çalışırsınız ama bazı albümler kartonetinden, basın kitine kadar diğerlerinden farklı olduğunu hemen hissettirir. Güntaç Özdemir’in albümü de işte bunlardan. 5 ay boyunca Denizli’de birlikte askerlik yapmamız da bunda etkili oldu tabii : ) Güntaç Özdemir Hayat Müzik’te konuğum oldu ve sorularımı yanıtladı.


-  İlk solo albümün ‘’Benimle Yan’’ müzik marketlerde yerini aldı. 11 şarkıdan oluşan albüm kartonetinden şarkı seçimine kadar fazlasıyla özenli ve farklı. Albümü eline aldığında neler hissettiğini merak ediyorum öncelikle…

Albümü ilk elime aldığım anı hayatım boyunca unutamam herhalde. İçindeki booklet’i, kitapçığı ve kartoneti hazırlarken çok detaylara endeksli bir süreçten geçtik. Herşeyin mükemmel ve samimi olması için çok özen gösterdik. O yüzden hepsinin birleştiği ve dinleyicilerin beğenisine sunacağımız paketi beklerken biraz tedirgindim. Baskıda bir aksilik çıkmasından korkuyordum galiba. Ama albüm ilk geldiğinde çocuğum olmuş gibi (-ki yok ama anlatılanlardan tahmin ettiğim kadarıyla) tarifsiz bir hisse kapıldım diyebilirim. 

''Sırf şarkı olsun diye yaptığım hiç bir parça yok. Onu beceremem ben zaten.''

-Şarkı sözlerinden, kartonet kitapçığına kadar içinde fazlasıyla Güntaç’ın var olduğu bir albüm. Pek çok şarkıcı albüme bu denli girmez. Şarkısına söyler ve görevini tamamlamış olduğunun haklı gururu ile köşesine çekilir. Oysa sen klasik bir ‘’teşekkür’’ yazısı yazmak yerine tüm maceranı anlatmışsın dinleyici ile…   

Uzun zamandır müzik yapıyorum ve tüm bu zaman içinde aslında teşekkür edeceğim o kadar çok insan var ki... En sonunda ya birini unutursam diye küçük bir öykü yazmaya karar verdim. Minnettar olduğum insanlar da, bana kötü anılar yaşatan insanlarda bu öyküde yer alıyorlar isimleri olmadan. Onlar kendini bilir.

- Albümle ilgili detaylara girmeden önce, albüm öncesinde neler yaptığını hangi projelerde yer aldığını kısaca özetler misin?


Lise yıllarımdan beri müzik yapıyorum. Çeşitli gruplarda bir çok yerde sahne aldım. Üniversite bitince Miami’ye taşındım. Orada da bir süre müzikle uğraştıktan sonra askere gittim ve İstanbul’a yerleştim. Bir yandan Ses Mühendisliği eğitimi alırken bir yandan da Düşler Akademisi’nin dezavantajlı çocuklara müzik eğitimi verdiği Social Inclusion Band’e katıldım ve gönüllü eğitmenlik yapmaya başladım. Aynı zamanda solistleri oldum ve One Love, Rock ‘n Coke, IKSV Jazz Festivali gibi sahnelerde konserler verdik. Sonrasında albüm çalışmalarım başladı.

  - ‘’Benimle Yan’’ın hazırlık sürecinden bahseder misin biraz? Albümde ne bekliyor dinleyiciyi?

Ben albüm yapmak istemiyordum aslında. Benimle Yan’da yer alan ve almayan birçok şarkıyı kendi kendime, yaşadığım hikayelere dayanarak evimde kayıt ediyordum. Bazılarını internetten paylaşıyordum. Sonrasında arkadaşlarımın ve tabii ki müziğimi seven herkesin yarattığı tatlı baskı yüzünden ben de bunlardan en sevdiklerimi seçip bir albümde toplama kararı aldım. Albümde dinleyicileri tamamen yaşadığım hikayelere müzik yoluyla verdiğim olumlu ya da olumsuz tepkiler bekliyor diyebilirim. Sırf şarkı olsun diye yaptığım hiç bir parça yok. Onu beceremem ben zaten
.

- Şarkılar hayatının hangi dönemlerine ait? Ne zamandır bekliyor sandıkta? Albümde yer alan kitapçıkta askerlikten de söz etmişsin. Hangi şarkılar orada o küçük odada çıktı?


“Aşk İçin” benim yazdığım ilk şarkıydı. 18 yaşımdaydım sanırsam. Onun dışındaki tüm şarkılar İstanbul’a taşındıktan sonra yaptığım şarkılar. Askerde de yaptıklarım vardı tabi. Onları bu albüme koymadım. İki tanesini ikinci albüme koymayı düşünüyorum.

- Albüm öncesinde M.U.C.K dizisinde yer aldın. Dizi projelerine devam etmeyi düşünüyor musun?

M.U.C.K. benim için çok keyifli bir deneyimdi. Üniversite yıllarımda okuduğum bölümden dolayı bir çok kısa filmde oynamıştım, yönetmiştim. Dizide oynamayı hiç düşünmemiştim ama müzikle alakalı olunca neden olmasın dedim ve iyi ki de öyle demişim. Dizilerde oynamayı düşünmüyorum demek istemem ama sinema benim için daha önce geliyor.

- Ankara kökenli bir müzisyensin. Ankara’nın müzikal yolculuğundaki yerinden bahseder misin? Mesela albümün Ankara’daki lansman konserinde yaşadıklarını…

Ankara bir çok müzisyenin doğup büyüdüğü, geliştiği ve tecrübelendiği bir yer. Dolayısıyla çok elit ve bilinçli bir seyirci kitlesine sahiptir. Bu yüzden orada çalarken güzel müzik yapmak zorundasınızdır. Uzun yıllar düzenli olarak çaldığım İF Performance Hall’da Ankara lansmanımızı yaptık. Bir yandan çok duygu dolu anlar yaşarken, bir yandan da evimde çalmanın verdiği bir rahatlık hissi vardı. Benim için Ankara’nın yeri apaydıdır, orada ki her konserimde eminim aynı hisleri yaşamaya devam edeceğim. 

- Albüme yönelik projelerin neler? Konser, ikinci klip ve pr takvimi ile ilgili bilgi verebilir misin?

Şu an ikinci klibimiz “İstanbul”un çalışmalarına başladık. Bir yandan da PR sürecindeyiz. Eylülden itibaren konserler başlıyor, beni en çok sabırsızlandıran bu. Türkiye’nin neredeyse her ilinden, Almanya’dan, Fransa’dan, İngiltere’den konser vermemizi isteyen dinleyiciler var. Tek hayalim hepsiyle bir an önce buluşabilmek, şarkıları hep beraber söylemek.
 


''Ben en katıksız haliyle dünyamı yansıttım...''


- Sıradan şarkılarla dolu sıradan bir albüm yapmamak kariyerin için hem büyük bir artı hem de ilk albüm için büyük bir risk. Radyoların şarkıları rotasyona almaları, mass media tarafından albümün dikkate alınması, yer verilmesi gibi konularda çeşitli zorluklar yaşanabiliyor. Senin albümünde bu süreç nasıl ilerliyor?

Bu zorlu süreçten tabii ki biz de geçiyoruz. Ama ben bu sürece çok takıldığımı söyleyemem. Tamamen içimden gelen müziği, tamamen içimden geldiği şekilde sunabilidiğim için içim rahat diyebilirim. Sonuçta müziğin bir sanat, bir dışavurum olduğunu unutmamak gerekiyor. Ben en katıksız haliyle dünyamı yansıttım. Ve bu dışavurumun sektörel platformlarda ne kadar tutunduğu ya da tutunabileceğini görmek bile bana yeter aslında. Tutunmasa da ben bunu yapmaya devam edeceğim.
 
- Son olarak Hayat Müzik Platformu okurlarına ve dinleyicilerine neler söylemek istersin?

Öncelikle çok güzel ve kaliteli sorulardan oluşan bir röportaj olduğu için çok teşekkür etmem gerekiyor galiba. Konserlerde görüşmek üzere diyorum herkese :)

Röportaj:Ahmet ERTEN/Hayat Müzik/2012

No comments: